Malatya Doğu Anadolu Turizm Nostaljisi

Tarihte olduğu gibi günümüzde de medeniyetleri buluşturan Malatya, eski çağlardan beri Anadolu ve Orta Doğu’nun geçit veren kavşak noktasında yer alıyor. Zengin su kaynakları ile geniş ve verimli ovalara sahip Malatya hem geçmişte hem de günümüzde birbirinden lezzetli meyvelerin yurdu olan bir şehir. Kendine özgü tat ve aroması, sarı ve turuncu güzel rengi, kadifemsi meyve etiyle her yaşta sevilen Malatya kayısısı elbette en bilineni. Binlerce yıldır doğudan, batıdan, kuzeyden, güneyden gelen yolcuların bir yorgunluk molası verdiği, konaklayıp dinlendiği Malatya, birçok şaire ilham kaynağı olmuş. Bizlere de mutlaka görülmesi gereken muazzam yerler kalmış.

Malatya Tarihi
2 / 24

2.

HİTİTLER DÖNEMİ

Hititlerin Anadolu’da, M.Ö. 2000 yıllarının başında varlıklarını gösterdikleri Aslantepe’den çıkarılan bazı seramik örneklerinden anlaşılmaktadır. M.Ö. 1750 yıllarında Kuşara Kralı Anitta, Anadolu’yu tek bir yönetim altında toplayarak siyasi birliği sağlamıştır. Bu dönemde Malatya’nın büyük bir ihtimalle siyasi birliğe katıldığı sanılmaktadır. I. Hattusilis, kuzey Suriye yolunu emniyet altına almış, yerine geçen oğlu I. Mursilis ise Anadolu birliğini Halep ve Babil seferlerinden sonra sağlamış. Malatya’nın bu krallar döneminde kuzey Suriye ile Anadolu arasında önemli yol kavşağında olması nedeniyle Hitit birliğine girdiği ve bir Hitit şehri olduğu kabul edilebilir. I. Mursilis, babası I. Hattuşiliş’in gösterdiği, dış menfaatlerin güneyde olduğu fikri üzerine hareket edip, Halep ve Bağdat’ı fethederek “Büyük Kral” unvanını aldığı Akad metinlerinde görülmektedir.

Hitit krallarından Ammunas ile Huzziyas’tan biri döneminde M.Ö. 15. yüzyılda yer, yer görülen isyanlar sonunda Hitit Birliğinin kuzey Suriye’deki egemenliği Mitanni Krallığının eline geçmiştir. Böylece, Malatya’da bu dönemde Mitanni egemenliği altına girmiştir. Hitit kralı Şuppililiuma, M.Ö. 1450 yıllarında Fırat nehrini geçerek bölgede yer alan Mitanni egemenliğine son verilmiştir. Böylece Malatya’yı yeniden Hitit İmparatorluğuna kazandırmıştır. II. Mursilis, Mutavalli ve III. Hattusilis dönemlerinde Malatya, Hitit merkezine bağlı kalmıştır. M.Ö. 1116-1096 yılları arasında bir Asur vesikasına göre, Asur kralı I. Tiglatplaser Malatya üzerine yürüyerek kral Allumu’yu yenmiştir. Şehir halkını rehin alarak vergiye bağlamıştır. M.Ö. 1200-1000 yılları arasında kavimler göçü sebebiyle Anadolu’da karanlık bir devir hüküm sürmüştür. Hitit İmparatorluğu, bu dönem sonunda tamamen ortadan kalkmıştır. Hititlerin torunları, M.Ö. 1000 yılından sonra varlıklarını şehir devletleri halinde sürdürmüşlerdir. Malatya, asıl önemini bu devirlerde almıştır. Hitit devleti, bir takım küçük feodal krallıklardan teşekkül ediyordu. Bu derebeyliklerden birisi de Fırat nehrinin Malatya civarında yaptığı dirseğin içinde bulunduğu tahmin edilen Alşe Krallığı idi. Geç Hitit döneminde; Malatya ve çevresinde özellikle İspekçur, Darende, Gürün ve Aslantepe’de Geç Hitit dönemine ait kitabeler ve steller bulunmuştur. Heykeller ve steller Geç Hitit devrinin Malatya’da ne kadar geniş çevreye yayıldığını göstermektedir. M.Ö. 1000 yıllarında Malatya, Kargamış Krallığı’na bağlı olarak varlığını sürdürmüştür.

Gürün yakınlarında bulunan bir kitabeye göre “Sasa” adlı bir kimse Malatya kralı olarak bilinmektedir. Asur kralı II. Adad Nirari (M.Ö. 911-891) Kargamış’ı egemenliği altına alarak, Kargamış’ın Malatya üzerindeki hâkimiyeti son bulmuştur. Asur kralı III. Salmanassar (M.Ö. 858-824) Hilakku üzerinden Tabal’a geçmiş, burada 24 Tabal krallının takdim ettikleri haracı kabul etmiş ve dönüşünde Malatya üzerine yürümüş, Malatya kralı Lalli’yi yenerek ağır vergiye bağlamıştır. (M.Ö. 835). Geç Hitit şehir devletlerinden biri olan Malatya’nın tarihini Hitit hiyeroglif kitabelerinden, Asur krallarının yıllıklarından ve Urartu kitabelerinden öğrenmekteyiz. Asur vesikalarında; Malatya adı Milid, Melid, Milidia, Meliddu şeklinde geçmektedir. Urartu kaynaklarında Melitea, Hitit hiyeroglif kitabelerinde ise Şehir; “Dana başı ve ayağı” ideogramları ile temsil edilmiştir. Urartu krallarından İšpuiniš (M.Ö. 824-816) ile oğlu Meunas (M.Ö.816-807) zamanlarına ait Palu kaya kitabelerinde Milid kralı Sulumeli’yi mağlup ettikleri kaydı vardır. Fakat Malatya Kralı’nın bu yeni hâkimiyete kolay, kolay itaat etmediği anlaşılıyor. I. Argistis (M.Ö. 789-766) “Tanrı Haldi’nin sayesinde Hatti memleketlerine karşı sefer ettiğini ve Tuwate’nin oğlunun memleketini Melitea’yı zapt ettiğini anlatmaktadır”. Malatya kralları az sonra Urartu hâkimiyetine karşı yeniden ayaklanmış, III. Sarduri (M.Ö. 765-733) de Melitea kralı Sahu oğlu Hillaruwata’yı mağlup ederek, şehrini yağma ettiği anlatılmaktadır.

Urartular, M.Ö. 8. yüzyıl ortalarında Melid ülkesi olan bugünkü Aslantepe ile ilişki kurmak üzere II. Sarduri (M.Ö. 764-735) Fırat nehrini İzollu (Kömürhan) mevkiinden geçerek, bölgeyi yöneten Hilaruda’yı yenerek haraca bağladığı anlaşılmaktadır. Yine aynı bölge adı ile anılan “İzollu Kaya Kitabesi (Yazıtı)’ndan anlamaktayız. Bu kitabe şu sırada Karakaya baraj gölü altında olduğundan, mulâjı alınarak Malatya Müzesinde sergilenmektedir. Urartu egemenliği, Asur kralı III. Tiglatplaser’in (M.Ö.745-727) tahta çıkışına kadar devam etmiştir. Bu kral döneminde Malatya, M.Ö. 733’ de yeniden Asur krallığına haraç veren beylikler arasına girmiştir. M.Ö. 722 yılında Malatya kralı Funzianu, Asur kralı II. Sargon’a esir düşmüştür. Bu tarihte Asur kralının Malatya’yı egemenliği altına aldığı, bir isyan sonunda M.Ö. 713 yılında Malatya kralı Tarhunaz’ı esir aldığı anlaşılmaktadır.

Kralı halkı ile birlikte Basra’ya sürgün ettiği, Basra halkından bir kısmını Malatya’ya yerleştirdiği bilinmektedir. Malatya’ya Asurlu bir kral atadığını ve emrine 150 savaş arabası, 1.500 atlı, 20.000 yaya, 10.000 kalkan ve mızrak taşıyıcıları verdiğini II. Sargon’un kitabelerinden anlamaktayız. Buraya atanan kralın adı Mutallum’dur. Bu belgeye göre Malatya şehrinin o günkü nüfus ve büyüklüğü ile önemi gözler önüne serilmektedir. Asur kralı Sanherib (M.Ö 705-681) döneminde Asur egemenliğinde olan Malatya, Asar Haddon (M.Ö. 681-669) zamanında Asur egemenliğinden çekilmiştir. Bundan sonra bölgede Med ve Perslerin hâkimiyeti görülür.

Önceki Sonraki