Turizmin Teknik Servis Departmanı’na Yansımaları
Ülkemizdeki genel anlayışın, işletmeye kalitesiz malların ekonomik diye alınması ve hizmet anlayışının yanlışları, milli servetimize’ de zarar vermektedir. Vasıflı, kalifiye, tecrübeli departman müdürü çalıştırmayan tesisler, bunun bedelini israf olarak, daha çabuk bina ve makine teçhizat grubu yıpranması, verimli olarak çalışmayan çamaşırhane, kazan dairesi, havuz sistemi, boilerler, güneş enerji sistemi, klima ve klima santralleri,yaralanmalı iş kazaları müşteri memnuniyetsizliği, zamanında önce tadilat gibi, farklı bedeller tarzında ödemektedirler.
Turizmin Teknik Servis Departmanı’na Yansımaları
Teknik servis departmanı olarak ele aldığımız da; order taker, arıza kayıt sistemi, telsiz telefon, cep telefonu gibi teknolojik programlar ile çalışılmazdı. Bips adında bir cihaz ile, arıza tiz bir ikaz sesi ile çağrı yapılır, ekranda oda arızası veya mekandaki arıza yazardı. Ayrıca bütün elemanlarda da bu cihaz yoktu. Sadece arızaya bakan personel de olur, herkes bir sonraki vardiya çalışanına verirdi, öyle zimmet ile de verilmezdi, cihaz bilerek bilmeyerek kesinlikle arızalanmaz, zarar görmezdi. Herkes sistem içinde yer bulur çalışırdı. Herkes birbirine güvenirdi.
Otel de her departmanın, hatırı sayılır bir bütçesi vardı, bu bütçe yıl için de kullanılmak üzere sezon kapandığında talep edilmeksizin otelin üst yönetimi tarafından karşılanırdı.
Çok önemli bir husus; 1980.li Özallı yıllarda inşaatları başlayan oteller, geneli yabancı olmakla birlikte, proje safhasında yatırım maliyetleri göz ardı edilmeyip, her türlü işletme kolaylığı sağlayacak şekilde tasarlanıp yapılmışlardır. Teknik olarak örnek vermek gerekirse, yüzlerce dönüm üzerine inşa edilen,2’şer katlı bloklar halinde yapılan otel, ahşap, taş duvar, estetik kaygılar gözetilerek, düz inşaat halinde yapılmamışlardı. Son zamanlarda türeyen, Corona virüs’ de önemi ortaya çıkan,500-1000 oda tek bina değil,1-2 katlı ahşap veya doğal taş giydirme şeklinde yapılıp, hijyen mesafe gibi konular gözetilerek yapıldılar. Otellerin çok geniş yeşil alanları için de diskosu, barı, restoranları, dükkanları, kazan dairesi, jeneratör, trafo daireleri hep bahçe içinde bağımsız bölümler de idi. Mimari tarzı öyle düşünülmüştü ki, güneşin doğduğu ve battığı bölümler misafir ve çalışma şekline göre düşünülmüştü.
Örneğin otelin ısıtma soğutma boruları, elektrik a-g,o-g ve zayıf akım kabloları, öyle hemen toprağı aç kabloyu boruyu yatır, döşe tarzında değildi. Otel alanına serpiştirilen, bloklar altından geçen, galerinin içinden tesisat boruları ve her türlü elektrik kabloları, ayrı ayrı olmak üzere estetik ve kalite standardı gözetilerek dizayn edilerek yapılmıştı. Bu şekilde olduğundan dolayı da, personele fazla ihtiyaç duyulmaz, kolay kolay büyük elektrik ve tesisat arızaları çıkmazdı.
1990’lı yıllar da personel, her yıl zam almayı pek aklından geçirmezdi. Çünkü kazanan işletme, personelini gözetip, her ay arttırarak maaşını veren tesisler vardı. Her 3 ayda, bir maaş ikramiye verilen tesisler vardı. Çalışanların altın yıllarını yaşadığı, yarın derdi düşünmeden çalıştığı bir dönemdi.Buraya kadar anlatılanları bu süreci yaşayan bir çok yönetici büyüğüm ve arkadaşlarım hatırlayacaklardır.
Türk turizmi ile departmanlar ve teknik servisi ayrı tutamayız.2016 yılı uçak krizinden sonra personel maaşları, vasıfsızlar asgari ücret, vasıflılar da asgari ücretin bir miktar üstüne sabitlendi. Her yıl % 20 civarında artan asgari ücreti artık tüm işletmeler baz almaya başladılar. Ancak bir çok işletmede 2016 yılında verilen 4.000-5.000tl maaşlar halen daha verilmekte, hatta piyasada duyuyoruz, 3000-3500 tl Departman Müdürü verilen tesisler de vardır.
1990 yıllarda bir departman müdürü, personel maaşının 4-5 katı bir maaş alırken, şimdi 1 kat bile alamaz hale gelmiştir.
Vasıflı, kalifiye, tecrübeli departman müdürü çalıştırmayan tesisler, bunun bedelini israf olarak, daha çabuk bina ve makine teçhizat grubu yıpranması, verimli olarak çalışmayan çamaşırhane, kazan dairesi, havuz sistemi, boilerler, güneş enerji sistemi, klima ve klima santralleri, ölümlü, yaralanmalı iş kazaları müşteri memnuniyetsizliği, zamanında önce tadilat gibi, farklı bedeller tarzında ödemektedirler.
Maalesef son yıllarda, yaptığı işin ciddiyetini bilmeyen bir çok kişi, tesisler de çalışmakta zaman içerisinde, elektrik sıhhi mekanik tesisat, ilaveleri, bilgi ve tecrübe eksikliğinden veya yönetime tam olarak anlatılıp izah edilemediğinden veya anlatıldığı halde gereksiz görüldüğünden dolayı, bir çok makine teçhizat grubu zamanından önce yıpranmaktadır.
Ülkemizdeki genel anlayışın, işletmeye kalitesiz malların ekonomik diye alınması ve hizmet anlayışının yanlışları, milli servetimize’ de zarar vermektedir.
Yılbaşında yurt dışındaki kutlamalara baktığınız da Dubai Moskova, Tokyo, Avustralya, Paris New York gibi başkentlerde devasa kule ve gökdelenlere bakın, led ışıklar ile ışıl ışıl ve her yıl aynı şekilde. Türkiye de gökdelen yok ama, çoğu 20-30 katlı büyük iş merkezlerinin ve otel dış cephe led aydınlatmalarına lütfen dikkat edin, yarısı yanıyor, diğer yarısı yanmıyor. Fakat kimse bundan bir rahatsızlık duymuyor. Ayrıca bir bina tasarlandığında bir arıza durumun da buraya nasıl müdahale edileceği, bir vincin nereden nasıl yanaşacağı veya kule çatısından salınarak nasıl yapılacağı tasarlanmadan yapılmakta.
Bir vincin, binanın dış cephesinde, bir probleme karşı, nereden, nasıl gelip çalışacağı konusu, bir çok tesis de, itfaiye aracının binaya nasıl gireceği, nereden müdahale edeceği konusu ile maalesef aynıdır. Olası bir yangın da, bir çok tesise itfaiyenin girebilmesi, su dolumu yapması veya yangına müdahalesi zor olduğundan, basit atlatılacak bir yangın, müdahale edilemediğinden veya bina konumundan-imkansızlığından, geç müdahale edildiğinden dolayı telafi edilmez hasarlar oluşmaktadır.
Turizm de, 1990-2020 yılları için de geçen, 30 yıllık süreçte, tüm departmanlar da insan kaynağı azalıyor, ilk yıllarda tercih edilen turizm personelliği, artık gün geçtikçe cazibesini yitirmektedir. Meslek olarak bu işi benimsemeyen, hiçbir yerde iş bulamayan, çaresizlikten veya maceradan dolayı tercih edilen bir sektör haline gelmiş ve getirilmiştir.
Türk turizmi içinde tüm hizmet departmanları çalışanları artık Z kuşağı dediğimiz bir kuşakla çalışmak zorundalar.
Diyebilirsiniz ki köylerde böyle değil, ama köyde yaşayan artık eskisi kadar fazla değil, Z kuşağı köyde yaşamayı zul kabul eden bir nesil. Var olduğunu varsayalım, peki turizm de çalıştırabilir miyiz.
Türk turizminde, gelecekteki teknik servis’i nasıl olmalı sorusuna; Çok genel bir bakış olmadan, değerlendirmek mümkün olmazdı. Çünkü 30 yıl öncesinin çalışanlara verilen imkanları ile, şu anı değerlendirdiğimiz de sorunun cevabı ortaya çıkıyor.
Evet benimki çok farklı bir bakış açısı. Ülke olarak temelden değiştirmek zorunda olduğumuz; bir düşünce, anlayış ve eğitim yapısı olmadan, geleceğin turizmi ve teknik servisin nasıl olacağını anlamak zor olacaktır diye düşünüyorum.
Saygılarımı sunuyorum