Manisa Ege Turizm Nostaljisi
Manisa ili Ege Bölgesindeki iller arasında İzmir ilinden sonra en büyük olan ikinci şehirdir. Manisa şehri Sultaniye üzümü ve şifalı olan mesir macunu ile meşhurdur. İzmir şehrine yakın olması ile çok hızla gelişen bir şehirdir. Manisa’da düzenlenen Cirit Festivali ve Mesir Festivali ünlü festivallerdir. Sıcak havası ile sonbahar ve ilkbahar aylarında festivaller yapılır. Manisa şehri çok sayıda turisti kendine çekmektedir.
1. Manisa Tarihi
Türk Hakimiyeti Öncesi Manisa
Eski çağlarda, Batı Anadolu’nun Lydia/Lidya adı verilen kesiminde bulunan Manisa’nın ne zaman ve kimler tarafından kurulduğu kesin olarak bilinmiyor. Ancak MÖ. II. bine kadar çıkan bir geçmişi bulunduğu ileri sürülen şehrin ilk yerleşiminin bugünkü yerinden 7 km doğuda bulunan Yarıkkaya mevkiinde olduğu ve Tantalis adını taşıdığı, MÖ XII. yüzyılın başlarında meydana gelen büyük göç hareketleri sırasında şehrin tahrip edilerek ortadan kaldırıldığı, sonra aynı yerde Sipylos adıyla yeni bir şehrin ortaya çıktığı düşünülmektedir.
Antik kaynaklar şehrin kurucuları olarak, bugünkü Yunanistan’ın Teselya bölgesindeki Pelion dağı civarında yaşayan Magnetleri işaret etmektedir. Magnetler, Batı Anadoluya göç ettiklerinde önce Menderes nehri kıyısındaki Magnesia’yı, daha kuzeye giden bir koluda Sipylos dağı eteğindeki Magnesia’yı kurmuşlardır. Sonra kurulan şehri Menderes Magnesia’sından ayırt etmek için “Magnesia ad Sipylum” adını kullanmışlardır. Magnesia, Türk hâkimiyeti sırasında zamanla Mağnisiye, Mağnisa, Manisa şekline dönüşmüştür.Kelime “Büyük şehir” anlamına gelmektedir.
Manisa dağı eteğinden Gediz ovasına bakan şehir sırasıyla Hititler, Frigler, Yunanlılar, Lidyalılar, İranlılar, Romalılar, Bizanslılar, Saruhanoğulları ve Osmanlıların hâkimiyetinde kalmıştır.
Türk Hakimiyetinde Manisa
Malazgirt Meydan Muharebesinden önce birçok Türk beyinin maiyetindeki hareketli güçlerle Batı Anadolunun içlerine kadar akınlar yaptıkları, Malazgirt zaferinden sonra ise, Selçuklu otoritesi altında Anadolunun en ücra köşelerine kadar yayılıp şehir ve kasabaları ele geçirdikleri tarihçilerin genel kabulüdür. 1300 senelerine doğru, Batı Anadolu’da Bizans hâkimiyetinde olup müstahkem kale ve surlara sahip bulunan ve sırf bu sebeple Türkmen hücumlarına karşı koyabilen birkaç şehir kalmıştı ki, Manisa’da bunlardan biriydi.
Türk hücumları karşısında çaresiz kalan Bizansın Katalanlardan yardım istediği, 6500 kişilik paralı bir kuvvetin Batı Anadolu’ya sevk edildiği, Katalan güçlerinin Bizans’ın umduğu başarıyı elde edemediği, şehrin muhafazası hususunda kale kumandanı ile Katalan kumandanının ihtilafa düştüğü, Katalanların kaleyi kuşattıkları, daha sonra anlaşarak kuşatmayı kaldırdıkları, Katalanların çekilmesinin ardından şehrin 1313 yılında Saruhan Bey tarafından fethedildiği bilinmektedir.
Harzemşahlara mensup bir emirin torunu olması kuvvetle muhtemel olan Saruhan Bey, Manisa’yı başkent yapmış, topraklarını genişletmiş, donanma kurarak Yunanistan sahilleri ve Trakya kesimine seferler yapmış, çevresindeki beylik ve devletlerle ittifaklar kurmuş, donanma sayesinde elde ettiği ganimetlerle ekonomik durumu düzeltip cami, medrese, zaviye, tekke ve kütüphaneler yaptırarak Manisa’nın bir Türk İslam şehri kimliği kazanmasını sağlamıştır.
Saruhan beyin bu başarısında Oğuz boylarından teşkil ettiği kuvvetlerin önemli rolü olmuştur. Bugün Manisa ili dahilinde bulunan Avşar, Karkın, Salur; Kılcanlar, Bayat, Çiğiller, Kınık, Alayuntlu, Çepni, Çavdır, Halkavlu gibi Oğuz boylarının adlarını taşıyan yerleşim birimleri en azından onbir Oğuz boyunun Manisa yöresindeki varlığının işareti olarak kabul edilmelidir.
Saruhan Beyin 1346 yılında vefatı üzerine Beyliğin başına sırasıyla Fahreddin İlyas Bey, Muzaffereddin İshak Bey ve Orhan Bey geçmiştir.Orhan Beyin beyliği döneminde, Orhan Beyin kardeşi Hızırşah iktidar mücadelesine girişmiş ve iktidar Hızırşah’a geçmiştir.
Yıldırım Beyazıt’ın Anadolu birliğini sağlamak amacıyla 1390 yılında giriştiği Batı Anadolu harekatı esnasında Saruhanoğlu Beyliğinin başında bulunan Hızırşah,Yıldırım’ı karşılayarak barış yoluyla Manisa’yı Osmanlılara teslim etmiş; şehre hâkim olan Yıldırım Bayezit ise şehrin doğu kesimlerinin yönetimini Hızırşah’a bırakıp, Manisa’yı da Karesi ile birleştirerek oğlu Ertuğrul’un idaresine vermiştir.
Timur'un Anadolu'ya girip Yıldırım Bayezit’i Ankara Savasında mağlup etmesi üzerine, daha önce Timur'a sığınan Hızırşah'ın kardeşi Orhan Bey, Manisa'ya gelip bağımsızlık simgesi olarak 1403 yılında adına para bastırmıştır.Ancak Timur güçlerinin ayrılması üzerine tekrar Hızırsah'ın yönetimi ele geçirdiği, Osmanlı devletinin ikinci kurucusu olarak kabul edilen Çelebi Mehmet'in Anadolu birliğini sağlamak gayesiyle 1405-1406 yıllarında giriştiği Batı harekatı sırasında Beyliğinin başında bulunduğu ve Çelebi Mehmet'in Manisa’yı alması üzerine idam edildiği bilinmektedir.Buna göre Manisa 1405'den 1919 yılındaki Yunan işgaline kadar 514 yıl Osmanlı yönetiminde kalmıştır.
Osmanlı Asırlarında Manisa'nın Siyasi Durumu
Osmanlı Devleti, mülki ve askeri bakımdan Anadolu ve Rumeli Beylerbeyliği olmak üzere ikiye ayrılmış, liva ve sancaklarda Beylerbeyine bağlanmıştı. II. Mehmet dönemine kadar Anadolu Beylerbeyliği’nin merkezi Ankara idi. II. Mehmet bu merkezi Kütahya'ya nakletti. Anadolu Beylerbeyliğine bağlı sancaklar Aydın, Saruhan, Menteşe, Bursa, Kastamonu, Muğla, Bolu, Ankara, Çankırı, Afyon, Antalya, Isparta, Sultanönü ve Balıkesir idi.
Manisa 1410'da Çelebi Mehmet tarafından sancak yapıldı.Belen, Emlak, Palamut, Yengi, Yund dağı bu sancağa bağlandı. Bu teşkilat 1811 yılına kadar devam etti.181l'de Manisa Aydın'a bağlandı.1845' de vilayet haline dönüştürüldü.1847'de tekrarAydın’a bağlandı.
Şehrin 1410-1595 yılları arasında şehzade sancağı olma imtiyazı,padişahlığa aday şehzadelerin görevlendirildiği ikinci bir başkent olması, bereketli topraklara sahip olusu, ticaret merkezlerine yakınlığı gibi stratejik nedenler Manisa’yı hep ön plana çıkarmıştır.
Bu topraklarda gözü olanlar zaman zaman bölgede isyanlar çıkarmışlardır. Çelebi Mehmet döneminde, Şeyh Bedrettin'in müritlerinden Borklüce Mustafa ve Yahudi dönmesi Torlak Kemal'in çıkardığı isyan ile II. Murat döneminde 1424' de çıkan isyanı bunlar arasında sayabiliriz.
Zaman zaman şehzadelerden tahta geçenler ile kardeşleri arasında sorunlar çıkmış, bunlardan birinde Yavuz Sultan Selim 10000 kişilik bir kuvvetle kardeşi Şehzade Korkut'un bulunduğu Manisa’yı kuşatmış, Korkut önce kurtulmuş daha sonra yakalanıp 1513'de boğularak öldürülmüştür.Yavuz Sultan Selim bunun üzerine oğlu Şehzade Süleyman’ı Manisa'ya tayin etti. Sancakta asayiş sorunu vardı ve bu sorunun İstanbul'a bildirilmesi üzerine, padişah Şehzade Süleyman'a neler yapması gerektiğini belirten bir siyaset-name göndermiş, bu metindeki emirlerin halka duyurulmasını da istemiştir.
17.yüzyıl sonları ile 18. yüzyıl Osmanlı için şüphe ve zihni çözülmenin başladığı dönemdir; heyecan azalmakta, toplumun gerilimi düşmektedir. Osmanlı iş yapabilme, hayat ve üslup kurma gücünü yitirmektedir. Kültürel soğuma ilerledikçe, sosyal hayatın her kesiminde ve insan davranışlarının her türünde çözülme belirginleşir, davranış sapmaları artar, çözülemeyen sosyal sorunların birikimi sıkıntıları yoğunlaştırır. Moral gücündeki düşüş iç açıcı olmayıp, ordu niteliklerini kaybetmekte, eğitimsiz, düzensiz bir kalabalık haline dönüşmektedir.Bunun sonucu; devlet, gittikçe otoritesini kaybediyor, isyanlar ile ülke kavruluyor, askerler mağlup oluyordu. Bu gerileme devletin her tarafında olduğu gibi Manisa'da da hissediliyordu. Büyüklük devrinin güzelleştirilen şehirleri ya derebeyleri ya da eşkıyalar tarafından soyulmaya, ezilmeye başlıyordu.
Daha sonraki yüzyıllarda toprak kayıplarının artması, Balkanlardaki isyanlar, ekonomik sorunlar tüm yurdu olumsuz etkilemiş, Manisa'da bundan payına düseni almıştır. Nihayet 30 Ekim 1918'de imzalanan Mondros Ateşkes Antlaşmasını ihlal edip 6 Mayıs 1919'daki Paris Barış Konferansından aldıkları izinle 26 Mayıs 1919'da Manisa Yunan birlikleri tarafından işgal edilmiştir.
1410-1595 yılları arasında ikbal devri yaşayan Manisa 1595 sonrası çeşitli sıkıntılarla karşı karşıya kalmış ve 26 Mayıs 1919'da da Manisa için Osmanlı asırları artık sona ermiştir.